“İyi olanı yapmak istemekle, kötü olanı yapmayı istememek arasında bir fark var“
Ripple yönetim kurulu başkanı ve kurucusu Chris Larsen’in, bu haftaki Money20/20 USA 2018 forumunda ifade ettiği söz aynen bu şekilde. Larsen, sözlerine ek olarak Silikon Vadisi kaynaklı teknolojideki kontrolsüz büyümenin toplumun bazı kesimlerinde tehdit algısı yarattığını da belirtti.
Larsen, Core Innovation Capital kurucusu ve yönetici partneri Arjan Schütte ile dahil olduğu sıcak bir sohbet esnasında bir “teknoloji keşmekeşinin” içinde olduğumuzu ifade etti. Larsen’e göre Silikon Vadisi, sonuçlarını düşünmeden ve aceleyle attığı adımlarla zararlara sebep oldu ve FinTech (finansal teknoloji) tam da bu noktada bocaladı. Larsen, sözlerine şu şekilde devam etti:
Saf kod önemlidir ancak aynı zamanda uygulanabilir ve denetlenebilir olmalıdır. Bugün, teknoloji her şey ile iç içe geçmiş durumda ve bu insanları korkutuyor. İnsanlar, vereceğiniz yeni zararları duymak istemiyor
Startup’ların ve teknoloji şirketlerinin daha çok empatiye sahip olmaları gerektiğini belirten Larsen, takımların, sektöre getirmeyi amaçladıkları yeni vizyonlar için üzerine düşünülmüş farklı perspektiflere sahip olmaları gerektiğini ifade etti. Larsen, Schütte’nin Blockchain’in etkisi üzerine yönelttiği soruya ise, Blockchain’in yıkıcı bir teknoloji olduğunu kabul ettiğini ancak teknolojinin kendisi halihazırda yıkıcı iken bir de takımların bunu artırıcı etki yaratmaması gerektiği cevabını verdi.
“İyilik için Ripple“, Thorn ve XRP
Larsen “İyilik için Ripple” terimini ortaya atarak, Ripple’ın “veren el” yönünü ortaya koyan, ve küresel topluluk adına yapıcı olmanın kapsayıcı ve destekleyici bir örneğine işaret etti. Buna ek olarak ise,endüstrinin, dijital varlıkların zarar potansiyelini açık bir şekilde ortaya koymakta başarısız olduğunu ifade etti.
Yeni teknolojileri kullanarak çocukların internet ortamında maruz kaldıkları istismarı önlemek adına adımlar atan Thorn’dan öğrenecek çok şeyimiz var. Bu, yeni projelerin finansal sistem için yıkıcı olmak yerine onunla beraber çalışabilmesi adına elzem olmakla birlikte dijital varlıkların dünyadaki yerini hak etme mücadelesinin de bir parçası.
Etkileri iyi hesaplanarak getirilen düzenlemeler tüketicileri korumak ve teknoloji kaynaklı olumlu etkileri görebilmek adına son derece önemli. Larsen, dijital varlıkların küresel likidite problemine çözüm olarak bir sonraki finansal krizi önleyebileceğine inanıyor. Ona göre Ripple (XRP), herhangi bir vostro hesabı gerektirmeksizin sağladığı sınırlar arası anlık değer transferi sayesinde bu dijital varlıklar için bir örnek teşkil ediyor. Elde edilebilecek bu faydaların önündeki en büyük engel ise aşırı düzenleme.
Ne olursa olsun, dijital varlıklar finansal sistemdeki pozitif değişim için öncü güç konumunda olacak. Larsen’in Ripple sayesinde gerçekleşmesini umduğu etki olan “Değer İnterneti” (Internet of Value), bugün bilgiye erişimde olduğu gibi, paranın da kolay bir şekilde sınır tanımadan hareket edebilmesini hedefliyor. Bu amaca giden yolculuk, dijital varlıklar ve onlarla ilişkili projeler adına son derece zorlu olacak.
Larsen sözlerini şu şekilde bitirdi: “Bugün gördüğümüz dijital varlıkların %90’ı 10 yıl sonra ortadan kaybolacak ancak geriye kalan %10’u dünyayı değiştirecek.“