Circle CEO’su Jeremy Allaire, Reuters’a verdiği röportajda, dünyanın önde gelen ekonomilerinin küresel kripto regülasyonları oluşturmak adına koordinasyon içinde olması gerektiğini belirtti.
Piyasa değeri 3 milyar dolar olan Goldman Sachs destekli kripto para startup’ı Circle’ın CEO’su Allaire, iyice bir balon haline gelen kripto piyasası hakkında dünya genelindeki regülasyonların son derece yetersiz olduğuna işaret etti. Ünlü girişimci, FinTech startup’larının yasalardaki gri bölgelerde faaliyet gösterdiğini ve bu durumun blockchain alanındaki milyarlarca dolarlık yatırımı korumasız ve başıboş bıraktığını açıkladı.
Allaire: “En nihayetinde, kripto bazlı regülatif meselelerin G20 zemininde bir standarda oturması gerekiyor.“
Regülasyon, İnovasyonın hızına yetişemiyor
Bu yorumlar, tam da küresel regülatörlerin kendilerini FinTech inovasyonundaki hıza yetişmekte aciz buldukları bir dönemde geldi. Esas itibariyle komplike olan bu varlıkların, eski mevzuatı konu alan mevcut yasal çerçeveye oturtulması ise son derece zor. Örneğin; SEC (The US Securities and Exchange Commission), kripto paraları hala 72 senelik bir yasayı referans alarak kıymetli evrak olarak nitelendiriyor. Buna karşılık, Hindistan ise iki senedir Bitcoin ve benzeri varlıklar için özgün bir tanım bulabilmek adına mantıklı olmaktan ziyade aceleci sayılabilecek önlemler geliştiriyor.
Yine de öncülük etmek adına sorumluluk alan regülatörler de yok değil.
Paris merkezli Financial Action Task Force (FATF), geçtiğimiz cuma yayınlanmış olduğu raporda kripto suçluları hakkında yeni düzenlemeleri 2019 yılının ortalarında yürürlüğe koyacağını netleştirdi. Kara para aklama konusunda küresel boyutta gözlemcilik yapan kurum, dünya çapındaki yargı mercilerinin terör finansmanını ve kara para aklamayı dizginlemek adına kripto para borsalarını lisanslaması veya regüle etmesi gerektiğini vurguladı.
Allaire’ın ICO’lar hakkındaki görüşleri
Allaire, FATF’nin aldığı inisiyatifi desteklediğini ancak kripto paralar hakkında ilk niteliği taşıyan bu taslağın ICO’lara yönelik düzenlemeleri de daha geniş bir şekilde ele alması gerektiğini söyledi.
Bu zamana kadar gerçekleştirilen ICO’ların büyük çoğunluğu ya tanıtım aşamasında kaldı ya da başarısızlıkla sonuçlandı. Bir çoğunun ise bildiğimiz saadet zincirlerinden bir farkı olmadığı ortaya çıktı. Bu durum, Güney Kore gibi birçok ulusal regülatörün tokenlaştırılmış fonlamaya yönelik çarpık bir anlayış geliştirmesine neden oldu.
Allaire’a göre yeni küresel regülasyonlar, özel şirketlerce gerçekleştirilen token ihracının yasallığı ve yasadışılığı hakkında olduğu gibi aracıların pazar manipülasyonları ve KYC’yi (Müşterini Tanı Politikası) nasıl ele aldıkları konusunda da net bir tanım ortaya koymalı.
Allaire: “Mesela token arzını nasıl ele almamız gerekiyor? Hangi token arzının menkul kıymetler statüsünde olduğuna ve hangisinin statü dışında kaldığına nasıl karar vereceğiz? Ya da bu ticaretin gerçekleştiği ortamlar- bunları manipülasyona yönelik düzenlemelerin bulunduğu spot Emtia borsalarından biri olarak görebilir miyiz?“
Henüz, Japonya ve İsviçre dışında kripto endüstrisindeki inovasyona paralel bir biçimde regülasyonlar getirmeye çabalayan öncü başka bir ekonomi olmadı. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve aynı zamanda FATF üyesi olan Çin ise, kripto endüstrisinin büyük bir bölümünü peşinen tıkamış durumda.